Hizmetlerimiz
Denetim
- Bağımsız Denetim
- Sürdürülebilirlik Güvence Hizmetleri Denetimi
- Uyum Denetimleri
- İç Denetim
- Usulsüzlük ve Hile Denetimi
- Özel Amaçlı Denetimler
- Suistimal Denetimleri
- Temel Performans Göstergeleri (KPI) Denetimleri
Danışmanlık
- Vergi Danışmanlığı
- Vergi İnceleme Danışmanlığı
- Vergi Dava Danışmanlığı
- MASAK Uyum Eğitimleri
- MASAK Uyum Danışmanlığı
- Yükümlülük Denetimi Danışmanlığı
- Risk – Uyum Danışmanlığı
- Şirket Satın Alma, Devir, Birleşme ve Bölünme
- Due Diligence (Durum Tespiti)
- Değerleme Hizmetleri
- Yönetim Danışmanlığı
- Suistimal Önleme Danışmanlık Hizmetleri
Denetim Hizmetlerimiz
01
Finansal tabloların, Türkiye Finansal Raporlama Standartlarına (TFRS) veya Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına (IFRS) uygunluğunu denetleyerek yatırımcı güvenini artırıyoruz.
02
ESG ve sürdürülebilirlik raporlarınızın doğruluğunu güvence altına alıyor, yatırımcı güvenini artırıyoruz.
03
İç kontrol sistemlerinizi gözden geçiriyor, süreç verimliliğinizi ve kurumsal uyumu güçlendiriyoruz.
04
Finansal suistimalleri ve riskli işlem alanlarını tespit ederek kurumsal güven ortamınızı korumanıza yardımcı oluyoruz.
05
Stratejik hedeflerinize ulaşma düzeyinizi objektif biçimde analiz ediyoruz.
06
Diğer denetim hizmetlerimiz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Danışmanlık Hizmetlerimiz
01
Mevzuata uygun vergi planlamaları ile risklerinizi minimize ediyor, süreci sadeleştiriyoruz.
02
Vergi incelemelerinde ve vergi ihtilaflarında stratejik destek sunuyoruz.
03
Finansal suç risklerine karşı korunmanızı sağlayarak, itibarınızı güvence altına alıyor ve MASAK mevzuatına tam uyum sürecinizi profesyonelce yönetiyoruz.
04
Kurumsal risklerinizi tanımlıyor, önleyici yapılar kuruyoruz.
05
Devir, birleşme ve bölünme süreçlerinde finansal ve hukuki danışmanlık desteği sunuyoruz.
06
Şirket, hisse, gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların piyasa koşullarına uygun değerlemesini sağlıyoruz.
07
Kurumsal strateji, organizasyonel yapı ve performans yönetimi konularında rehberlik sunuyoruz.
08
Kurum içi usulsüzlükleri özel denetimlerle ortaya çıkartıyor, güven ortamınızı yeniden inşa ediyoruz.
09
Finansal tablolarınızın mevzuata ve raporlama standartlarına uygun şekilde hazırlanmasını sağlıyor, raporlama süreçlerinizi sadeleştiriyor ve güçlendiriyoruz.
Sıkça Sorulan Sorular
Bağımsız denetim nedir?
Bağımsız denetim, işletmelerin finansal tabloları ile diğer finansal bilgilerinin, ilgili finansal raporlama standartlarına uygunluk ve doğruluk açısından değerlendirilmesidir. Bu süreçte, denetim standartlarında öngörülen bağımsız denetim teknikleri uygulanarak, defter, kayıt ve belgeler üzerinden yeterli ve uygun denetim kanıtları toplanır. Elde edilen kanıtlar ışığında, finansal bilgilerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı konusunda makul güvence sağlanır ve denetim sonucu, bağımsız bir denetim raporuna bağlanarak kamuoyuna veya ilgili paydaşlara sunulur.
Bağımsız denetim yaptırmak zorunda mıyım? Şirketim 2025 yılında bağımsız denetime tabi midir?
Türk Ticaret Kanunu ve ilgili düzenlemelere göre, belirli büyüklük ölçütlerini aşan şirketler için bağımsız denetim zorunludur. Bu ölçütler genellikle yıllık ciro, aktif büyüklüğü ve çalışan sayısına göre belirlenir.
Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında halka açık veya halka açık sayılan şirketler dışındaki şirketlerin; 2025 yılında bağımsız denetime tabi olunup olunmayacağı 2024 ve 2023 yılları dikkate alınarak belirlenir. 2025 yılında ilk kez bağımsız denetime tabi olma durumu değerlendirilen bir şirket; 2023 ve 2024 yıllarında, 2025 yılı için belirlenmiş bu üç ölçütten en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki hesap döneminde aşarsa, 2025 yılında bağımsız denetime tabi olacaktır.
Ölçütler / Yıllar | Bağımsız Denetime Tabi Olma Kriterleri | |
2023 Yılı | 2024 Yılı | |
Aktif Büyüklüğü | 300 Milyon TL | 300 Milyon TL |
Net Satış Hasılatı | 600 Milyon TL | 600 Milyon TL |
Çalışan Sayısı | 150 Kişi | 150 Kişi |
TFRS uygulamanın işletmeler açısından avantajları nedir?
İşletmelerin, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS) ile tam uyumlu olan Türkiye Finansal Raporlama Standartlarını (TFRS) uygulamaları, finansal tabloların uluslararası ölçekte karşılaştırılabilirliğini artırmaktadır. Bu uygulama, işletmelerin finansal bilgilerini, faaliyet gösterdikleri pazarlarda rekabet içinde bulundukları yabancı şirketlerle aynı esaslara göre sunmalarını sağlayarak, mevcut ve potansiyel yatırımcıların işletmeler arası kıyaslama yapmalarını kolaylaştırmaktadır.
TFRS uygulaması, UFRS’nin zorunlu olduğu ya da uygulanmasına izin verilen ülkelerde bağlı ortaklıkları bulunan işletmelere, grup genelinde tek ve tutarlı bir muhasebe dili kullanma imkânı sunmaktadır. Aynı şekilde, UFRS uygulayan bir ana ortaklığın Türkiye’deki bağlı ortaklıkları için de bu durum geçerlidir ve finansal raporlamada bütünlüğü sağlamaktadır.
Bunun yanı sıra, UFRS ile uyumlu raporlama yapan işletmelerin finansal tabloları daha güvenilir, tutarlı, şeffaf ve yatırımcı odaklı bir yapı sergilemektedir. Bu nitelikler, hem finansmana kolay ulaşmaya hem de işletmelerin uluslararası sermaye piyasalarında daha etkin faaliyet göstermelerine olanak tanımakta ve yabancı yatırımcılar açısından daha cazip bir konuma gelmelerine katkı sağlamaktadır.
Kâr dağıtımı kararlarında hangi finansal tablolar esas alınmalıdır?
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 88’inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, gerçek ve tüzel kişiler münferit ve konsolide finansal tablolarını hazırlarken, KGK tarafından yayımlanan Türkiye Muhasebe Standartlarına (TMS) uymakla yükümlüdür.
Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise, KGK’nın işletme büyüklükleri, sektörler ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar gibi farklı yapıdaki kurumlar için özel ve istisnai muhasebe standartları belirleyebileceği ve bu düzenlemelerin de TMS’nin bir parçası sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu doğrultuda, KGK tarafından yayımlanan Büyük ve Orta Boy İşletmeler için Finansal Raporlama Standardı (BOBİ FRS) da Türkiye Muhasebe Standartlarının bir alt düzenlemesi olarak kabul edilmektedir.
Dolayısıyla, kâr dağıtımına esas teşkil edecek finansal tabloların, KGK tarafından belirlenen düzenlemelere uygun şekilde, TFRS veya BOBİ FRS çerçevesinde hazırlanmış olması gerekmektedir. Şirket genel kurullarında alınacak kâr dağıtımı kararları, bu standartlara uygun olarak düzenlenen finansal tablolar dikkate alınarak verilmelidir.
Denetim yaparken iç denetçinin denetim çalışmalarından yararlanabilir miyim?
Evet, bağımsız denetçi, denetim sürecinde iç denetçilerin çalışmalarından yararlanabilir. Bu durum, Bağımsız Denetim Standardı (BDS) 610 – İç Denetçilerin Çalışmalarının Kullanılması standardının 1’inci paragrafında açıkça ifade edilmiştir. BDS 610 kapsamında iç denetçilerin çalışmasının kullanılabileceği iki temel durum söz konusudur:
- Denetim kanıtı elde edilmesinde, iç denetim fonksiyonunun gerçekleştirdiği çalışmaların kullanılması,
- İç denetçilerin, dış denetçinin yönlendirmesi, gözetimi ve gözden geçirmesi altında doğrudan yardım sağlaması.
Ancak, aşağıdaki durumlarda iç denetçilerin çalışmalarından yararlanılması uygun değildir ve BDS 610 kapsamındaki hükümler uygulanmaz:
- İç denetim fonksiyonunun faaliyetleri ve sorumlulukları, dış denetimle doğrudan ilgili değilse,
- BDS 315 kapsamında uygulanan risk değerlendirme prosedürleri sonucunda, iç denetim fonksiyonu hakkında edinilen anlayışa dayanarak, iç denetim çalışmalarının güvenilir bulunmaması durumunda.
Dolayısıyla, bağımsız denetçi, iç denetim fonksiyonunun yeterliliği ve objektifliğini değerlendirerek, uygun bulduğu takdirde iç denetçilerin çalışmalarından denetim sürecinde yararlanabilir.
Şirketim sürdürülebilirlik raporlaması yapmak zorunda mı?
Bir şirketin sürdürülebilirlik raporlaması yapma zorunluluğunun bulunması için; hem aşağıdaki listede yer alacak hem de işletme büyüklüğüne ilişkin kriterleri sağlıyor olacaktır.
1) Kapsamdaki şirket türleri:
- a) SPK Şirketleri
Yatırım kuruluşları,
Kolektif yatırım kuruluşları,
Portföy yönetim şirketleri,
İpotek finansmanı kuruluşları,
Merkezi takas kuruluşları,
Merkezî saklama kuruluşları,
Veri depolama kuruluşları,
Sermaye piyasası araçları bir borsada veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören veya işlem görmeleri amacıyla Sermaye Piyasası Kurulunca onaylanmış geçerlilik süresi bulunan izahname veya ihraç belgesi bulunan anonim şirketler,
Bir borsada veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem görmemekle birlikte halka arz edilmeksizin pay hariç sermaye piyasası aracı ihraç eden veya bu amaçla Sermaye Piyasası Kurulunca onaylanmış geçerlilik süresi bulunan ihraç belgesi olan anonim şirketler,
- b) BDDK Şirketleri
Bankalar,
Derecelendirme kuruluşları,
Finansal holding şirketleri,
Finansal kiralama şirketleri,
Faktoring şirketleri,
Finansman şirketleri,
Varlık yönetim şirketleri,
Finansal holding şirketlerinde ve bankalarda nitelikli paya sahip olan şirketler,
Tasarruf finansman şirketleri.
- c) Sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri.
ç) Borsa İstanbul Piyasalarında faaliyet göstermesine izin verilen; yetkili müesseseler, kıymetli madenler aracı kurumları, kıymetli maden üretimi veya ticaretiyle iştigal eden şirketler.
2) Liste kapsamına giren bir şirketin aşağıdaki ölçütlerden en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki raporlama döneminde aşıyorsa zorunlu uygulama kapsamındadır.
- Aktif toplamı 500 Milyon Türk Lirası
- Yıllık net satış hasılatı 1 Milyar Türk Lirası
- Çalışan sayısı 250 kişi
Bankalar herhangi bir eşik değere tabi olmaksızın zorunlu raporlama kapsamındadırlar.
Aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı ilk defa denetime tabi olacak şirketlerde nasıl hesaplanmalıdır? Bağlı ortaklık ve iştiraki bulunan şirketlerde nelere dikkat edilmelidir?
İlk kez denetime tabi olup olunmadığının belirlenmesinde, şirketlerin aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı, son iki hesap dönemine ilişkin finansal tablolara göre hesaplanır. Bu hesaplamalarda dikkate alınması gereken temel hususlar aşağıda özetlenmiştir:
Esas Alınacak Finansal Tablolar Nelerdir?
- Hesaplamalar, vergi mevzuatı çerçevesinde kamu idarelerine sunulmak üzere hazırlanan bilanço ve gelir tablosu esas alınarak yapılır.
- Yurt dışı bağlı ortaklık ve iştirakler için, varsa denetimden geçmiş uluslararası muhasebe standartlarına uygun finansal tablolar esas alınır. Bu tür tablolar yoksa, tabi oldukları ülke mevzuatına göre hazırlanan finansal tablolar kullanılır.
Aktif Toplamı ve Satış Hasılatı Hesaplanırken Nelere Dikkat Edilmelidir?
- a) Bağlı Ortaklık ve İştiraklerin Dikkate Alınması:
Aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı hesaplanırken, şirketin bağlı ortaklıkları ve iştirakleri de dikkate alınır.
- b) Aktif Toplamı Hesaplama Yöntemi:
Şirketin kendi aktif toplamından, bağlı ortaklık ve iştiraklerinin kayıtlı değerleri çıkarılır. Daha sonra:
- Bağlı ortaklıkların aktif toplamının tamamı,
- İştiraklerin aktif toplamından ise şirketin iştirak oranına isabet eden kısım, eklenir.
- c) Yıllık Net Satış Hasılatı Hesaplama Yöntemi:
Şirketin kendi yıllık net satış hasılatına;
- Bağlı ortaklıkların satış hasılatının tamamı,
- İştiraklerin satış hasılatından ise şirketin iştirak oranına isabet eden tutar, eklenir.
Grup İçi Eliminasyon İşlemleri Nasıl Olacaktır?
Grup içi işlemlerden doğan varlık, borç, gelir ve giderlerde;
- Bağlı ortaklıklarla olan işlemlerin tamamı,
- Doğrudan iştiraklerle olan işlemlerde ise iştirak oranına isabet eden kısım, elimine edilir.
Dolaylı Sahiplik Durumlarında Nelere Dikkat Edilecektir?
- Şirketin, bağlı ortaklıkları aracılığıyla sahip olduğu dolaylı bağlı ortaklık ve iştirakler de hesaba katılır.
- Örnek:
M Şirketi, N Şirketinin %70’ine, N ise Y’nin %60’ına ve V’nin %15’ine sahipse; - Y, M’nın bağlı ortaklığı,
- V ise M’nın %15 iştiraki olarak dikkate alınır.
İştirakin İştiraki Durumlarında Dikkat Edilecekler Nelerdir?
- Şirketin iştiraki konumundaki bir şirketin sahip olduğu bağlı ortaklık ve iştirakler, yalnızca ilgili iştirakin finansal tablolarındaki değeri üzerinden dikkate alınır.
- Örnek:
M Şirketi, N’nin %40’ına, N ise Y’nin %60’ına ve V’nin %15’ine sahipse; - M yalnızca N’yi iştiraki olarak dikkate alır.
- Y ve V, M açısından doğrudan bağlı ortaklık veya iştirak olarak değerlendirilmez.
- Bu durumda Y ve V ile yapılan işlemler de eliminasyona tabi tutulmaz.
Yurt Dışı Bağlı Ortaklık ve İştirakler Varsa Dikkat Edilecekler Nelerdir?
Yurt dışında bulunan bağlı ortaklık ve iştiraklerin aktif toplamları ve yıllık net satış hasılatı da hesaplamalara dahil edilir.
MASAK uyum yükümlülüğü nedir ve kimleri kapsar?
MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) mevzuatına göre belirli sektörlerde faaliyet gösteren kuruluşlar, kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele kapsamında çeşitli yükümlülüklere tabidir. Bunlar başlıklar itibariyle aşağıda yer almaktadır:
- Müşterinin Tanınması
- Şüpheli İşlem Bildirimi
- Devamlı Bilgi Verme
- Bilgi ve Belge Verme
- Muhafaza ve İbraz
- Uyum Programı Oluşturma
Şirketimin MASAK mevzuatı yönünden yükümlü sınıfında mıdır?
Aşağıdaki şirketler MASAK mevzuatı yönünden yükümlü sınıfındadır. Ancak her şirketin suç gelirlerini aklamayla mücadele mevzuatında dikkat etmesi gereken riskli alanlar bulunmaktadır.
- Bankalar
- Kredi ve banka kartı düzenleme yetkisine sahip kuruluşlar
- Yetkili müesseseler
- Kıymetli maden aracı kurumları
- Sermaye piyasası aracı kurumları ve portföy yönetim şirketleri
- Takas ve saklama hizmeti veren kuruluşlar
- Ödeme ve elektronik para kuruluşları
- Kripto varlık hizmet sağlayıcıları
- Sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri
- Sigorta ve reasürans brokerleri
- Yatırım ortaklıkları
- Finansal kiralama, finansman ve faktoring şirketleri
- Tasarruf finansman şirketleri
- Kargo şirketleri
- Kuyumcular ve altın ticareti yapanlar
- Gayrimenkul ve emlak danışmanlık şirketleri
- Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılar
- Oto galeriler
- Talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösteren kuruluşlar
Bankadaki işlemim MASAK tarafından bloke edilebilir mi? Sonuçları ne olur?
Yapmış olduğunuz işlemlerin suç gelirleriyle veya terörizmin finansmanıyla ilişkili olabileceği konusunda şüphe olması durumunda 5549 sayılı Kanun’un 19/A maddesi çerçevesinde işleminiz ve banka hesabınız MASAK tarafından bloke edilebilinir. Yapılan araştırma sonucuna göre ya bloke işlemi kaldırılır ya da adli soruşturma yapılmak üzere Savcılık makamlarına aktarılır.
Döviz büroları ve kuyumcuların yükümlülükleri nelerdir?
MASAK mevzuatı uyarınca Döviz Büroları ve Kuyumcular yükümlü sınıfındadır. Müşterileri ile yaptıkları işlemlerde, İşlem tutarı ya da birbiriyle bağlantılı birden fazla işlemin toplam tutarı 185.000 TL ve üzerinde olduğunda veya şüpheli işlem bildirimini gerektiren durumlarda tutar gözetmeksizin müşterinin kimliğine ilişkin bilgileri almak ve bu bilgilerin doğruluğunu teyit etmek suretiyle müşterilerinin ve müşterileri adına veya hesabına hareket edenlerin kimliğini tespit etmek ve işlemin gerçek faydalanıcısının ortaya çıkarılması için gerekli tedbirleri almak zorundadır.
Sürekli iş ilişkisi tesisinde tutar gözetmeksizin kimlik tespiti yapılmalı ve iş ilişkisinin amacı ve mahiyeti hakkında bilgi alınmalıdır.
Kimlik tespit işlemi iş ilişkisi tesisinden veya işlem yapılmadan önce tamamlanmalıdır.
Daha önce kimlik tespiti yapılmış eski müşterilerimizle tekrar işlem yaptığımızda yeniden kimlik tespitine gerek var mı?
Eğer muhatabınız müşteriniz ise onunla aranızda sürekli iş ilişkisi tesis edilmiş demektir. Yanı onun adına bir hesap açılmış ve sürekli iş ilişkisi tesis ederken gerekli işlemler (Müşteri kimlik tespiti, adres teyidi, hesabın mahiyeti hakkında bilgi vb) yerine getirilmiştir.
Bu kapsamda yüz yüze yapılan kimlik tespitini gerektiren müteakip işlemlerde kimlik tespiti sadece kimliğe ilişkin bilgilerin yükümlüde bulunan bilgilerle karşılaştırılmasını müteakip ilgili evraka işlemi yaptıran gerçek kişinin ad ve soyadının yazılması ve imza örneğinin alınması suretiyle yapılır.
Yükümlüler bir başka yükümlünün yapmış olduğu müşteri tanıma sürecini kendisine esas alabilir mi?
Bir finansal kuruluşun müşterisinin başka bir finansal kuruluşta işlem yapmak istemesi durumunda; iş ilişkisi tesis edecek veya işlemi gerçekleştirecek finansal kuruluşa, müşterinin kimliğinin tespiti ve iş ilişkisinin veya işlemin amacı hakkında bilgi elde etme konularında diğer finansal kuruluşun aldığı tedbirlere güvenerek iş ilişkisi tesis etme veya işlemi gerçekleştirme imkânı bulunmaktadır. Bu duruma mevzuatımızda “Üçüncü tarafa güven ilkesi” adı verilmektedir.
İşlem tesis edecek finansal kuruluş kimlik tespitine ilişkin belgelerin onaylı örneklerinin talep edildiğinde üçüncü taraftan derhal temin edileceğinden emin olmalıdır. Nihai sorumluluk üçüncü tarafa güvenerek işlem tesis eden finansal kuruluştadır.
Yükümlüler ilgili personelini eğitime tabi tutmak zorunda mıdır? Hangi sıklıkla eğitim alınmalıdır?
Uyum Programının bir parçası olarak Yükümlüler, suç gelirlerinin aklanmasının ve terörün finansmanının önlenmesi amacıyla işletme büyüklüklerine, iş hacimlerine ve toplam personel, şube, acente ve benzeri bağlı birimlerinin sayısı gibi hususların göz önünde bulundurarak eğitim faaliyetleri yürütmek zorundadır.
Eğitimlerin her takvim yılında planlanması gerekmektedir. O yıl icra edilen eğitim sonuçlarının takip eden yılın Mart ayı sonunda Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’na gönderilmesi gerekmektedir.
Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının lisansı ve denetiminden hangi kurum sorumludur?
Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının faaliyet izni verilmesi, düzenlenmesi ve denetimi 2020 yılına kadar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yürütülmekteydi. Ancak bu yetki, 2020 sonrası dönemde Merkez Bankası’na devredilmiştir.
Diğer taraftan bu kuruluşlar MASAK mevzuatı kapsamında finansal yükümlü sınıfında olduğu için standart yükümlülüklerin yanında kapsamlı bir uyum programı oluşturmak zorundadır. Ayrıca, müşterilerle sürekli iş ilişkisi tesisinde (örneğin hesap açma aşamasında), risk temelli yaklaşımla sıkılaştırılmış tedbirler uygulamak zorundadırlar. Bu tedbirler arasında;
İş ilişkisinin amacı ve mahiyeti hakkında bilgi alınması,
İşleme konu malvarlığı ve fonların kaynağı hakkında bilgi edinilmesi gibi hususlar yer almaktadır.
Kripto varlıklar paranın izini sürmeyi engeller mi?
Kripto varlıkların anonimlik sağladığı ve bu nedenle paranın izini sürmeyi zorlaştırdığı yönündeki yaygın kanaat, blok zincir teknolojisinin yapısı göz önünde bulundurulduğunda tam olarak gerçeği yansıtmamaktadır. Aksine, blok zincir teknolojisinin sunduğu şeffaflık, değiştirilemezlik ve merkeziyetsizlik özellikleri, mali suçların tespiti ve kripto varlık hareketlerinin izlenmesi açısından önemli avantajlar sunmaktadır.
Blok zincir üzerinde gerçekleştirilen her bir işlem kalıcı biçimde kaydedilmekte ve bu kayıtlar herkesin erişimine açık bir defterde tutulmaktadır. Bu sayede, Mali Suç Uzmanları ve ilgili otoriteler, bir kripto varlığın hangi dijital cüzdandan çıktığını, hangi cüzdana aktarıldığını ve söz konusu işlemin ne zaman gerçekleştiğini ayrıntılı olarak izleyebilmektedir.
Kripto varlıkların izlenebilirliği yalnızca cüzdan adresleriyle sınırlı değildir. Her bir işlem, benzersiz bir işlem kimliği (transaction ID) taşır. Bu kimlikler, işlem geçmişinin kronolojik olarak takip edilmesine olanak tanır ve şüpheli hareketlerin analizinde önemli rol oynar. Ayrıca, gelişmiş analiz yazılımları ve blok zincir istihbarat araçları sayesinde dijital cüzdanların arkasındaki kullanıcı kimliklerinin tespitine yönelik teknikler giderek daha da etkin hale gelmektedir.
Sonuç olarak, doğru araçlar ve yeterli teknik bilgiye sahip uzmanlar için kripto varlıklar üzerinden gerçekleştirilen işlemler, geleneksel finansal sistemdeki bazı yöntemlere kıyasla daha şeffaf ve izlenebilir olabilir. Bu bağlamda, kripto varlıklar mali suçların gizlenmesini değil, aksine, tespiti ve takibini mümkün kılabilecek bir veri zenginliği sunmaktadır.

Bizi Daha Yakından Tanıyın
Hizmetlerimiz, yaklaşımımız ve uzman kadromuz hakkında daha fazla bilgi edinin.